Yeşilliği ve doğallığı korunmuş olan bu ülkeyi görmek isteyeceksiniz. Borak ve roma mimarisinin eski Sloven, şehirlerde yoğun bir tarihi etkisi bulunmaktadır. Doğal köprüleri, arkeolojik alanlar, müzeler, galeriler, anıtlar, kütüphaneleriyle zengin bir kültür mimarisine sahip. Başkenti ljubljanadır.
SLOVENYA MUTFAĞI
Slovenya’da, tek bir ulusal mutfaktan bahsedilmek mümkün değil. Bütün komşu ülkelerden etkilenmiş olan Sloven mutfağı, ülkenin her bölgesinde farklı, özgün ve geleneksel yemekler oluşturmuş. Bu küçük, fakat çok çeşitli coğrafi bölgelere sahip olan ülkede, yemekler de çeşitlilik gösteriyor. Doğal olarak, Adriyatik kıyısında deniz ürünleri ve İtalyan mutfağını hatırlatan yemekler önde gelirken, ülkenin iç bölgelerinde Orta Avrupa ve Balkan lezzetleri ağır basıyor. “jota”, geleneksel çorbalarından. Slovenya’nın mantarları pek ünlü ve Ljubljana’da her yıl uluslararası bir Mantar Festivali düzenleniyor.
SLOVENYADA GEZİLECEK YERLER
Bled gölü Bled Gölü, başkent Ljubljana’nın kuzeyinde ve Avusturya’nın güney sınırına yakın, Slovenya’nın Gorenjska bölgesinde bulunuyor. 20. yy’ın ilk yarısına damga vurmuş ünlü liderlerden Mareşal Tito‘nun buradaki yaz evinden Bled gölünün en güzel manzaralarından birine sahip olabiliyorsunuz.
Preseren meydanı Şehrin simgesi olan Üçlü Köprü’nün yanında bulunan bu meydan adını Slovenya’nın yetiştirdiği en ünlü şair France Preseren‘den alıyor.
Tvoli parkı Yemyeşil olması ile ünlü olan Slovenya’da birçok doğal park mevcut. Şehrin içinde bir doğa gezintisi yapabilir, kuş sesleriyle huzurlu dakikalar geçirebilirsiniz.
Üçlü Köprü(Triple Bridge): Üç köprünün birleşerek Preseren Meydanı’na uzandığı bu köprüler ilk olarak 1280 yılında ahşap olarak kurulmuş. Daha sonra bir kaç restorasyon görerek bugünkü görünümlerini almışlardır.
Skyscraper: İki Dünya Savaşı arasında saygın bir mimari örneği olan Nebotičnik’in üst katındaki çatı terası Ljubljana’nın her yönüyle şehrin en güzel manzarasını sunmaktadır. 1933’te Vladimir Šubic tarafından tasarlanan Gökdelen, Balkanlar’daki en uzun bina ve yapıldığı sırada dokuzuncu en yüksek bina oldu.
Butcher’s Bridge: İnsanların sembolik olarak aşklarını asmalarına ve anahtarları, altında akan Ljubljanica nehrine attığı bir yer. Avrupa’nın çoğu şehrinde alışkın olduğumuz bir görüntü. 2010 yılında inşa edilen Kasap Köprüsü, mimar Jože Plečnik tarafından inşa edilen köprü Central Market’e bağlanmaktadır.